Plan MI Kehanet Mİ?

1972’de yayımlanan The Limits to Growth raporu, bugün dijital çağın, iklim krizinin, pandemilerin ve küresel politikaların arka planında hâlâ etkisini sürdürüyor. Bu yazı, büyümenin sınırlarını psikotarihsel açıdan ele alıyor: Plan mı, kehanet mi?

Ahmet Turan YILDIZ

10/22/20253 min read

♟️ PERS EFSANESİ VE BÜYÜMENİN MATEMATİĞİ

Bir zamanlar Pers topraklarında bir bilge, kralına yeni icat ettiği oyunu getirir: satranç.
Kral oyunu çok sever, bilgeye dilediği ödülü vermek ister.
Bilge yalnızca bir dilekte bulunur:

“Birinci kareye bir pirinç tanesi, ikinciye iki, üçüncüye dört… her karede iki katı olsun.”

Kral güler.
Ne önemi vardır birkaç pirinç tanesinin?
Ama tahtanın kareleri ilerledikçe sayı büyür, büyür…
Kırkıncı karede imparatorluğun ambarları boşalır.
Ve kral, büyümenin sessiz dehasının aslında yıkımın matematiği olduğunu o gün anlar.

İnsanlık, o günden beri o tahtanın başında oturuyor.
Ve bugün, 1972’de yazılan bir raporun ellinci karesindeyiz.

📘 BÜYÜMENİN KÖR NOKTASI VE RAPORUN KÖKENİ

1972 yılında Massachusetts Institute of Technology (MIT) araştırmacıları,
dünyayı bir satranç tahtası gibi modelledi.
Adını koydular: The Limits to Growth — Ekonomik Büyümenin Sınırları.

Bu çalışma, Roma Kulübü (Club of Rome) adlı uluslararası düşünce grubunun isteğiyle hazırlandı.
Yazarları: Donella ve Dennis Meadows, Jørgen Randers, William Behrens.
Destekçileri: Volkswagen, Ford, Rockefeller gibi küresel sanayi devleri.

Rapor kısa sürede Amerikan Kongresi’ne sunuldu;
aynı yıllarda Sovyetler Birliği tarafından da dikkatle incelendi.

Yani hem kapitalist hem sosyalist blok, aynı matematiksel öngörüde birleşti:

“Büyüme devam ederse, sistem çöker.”

🧩 GELECEĞİN TASLAĞI: KİTAPTAN KÜRESELE

Bu kitap yalnızca çevreyle ilgili değildi; bir yüzyıllık senaryoydu.
Nüfus artışı, enerji tüketimi, kaynak kıtlığı, kirlilik ve üretim dengesi tek modelde birleşti.
Sonuç: sistem, 21. yüzyıl ortasında kendi yükünü taşıyamayacaktı.

Yarım asır sonra o denklemin tam ortasındayız.

  • 🌡️ İklim krizi artık küresel siyasetin merkezinde.

  • 🌍 BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Ajandası, Roma Kulübü’nün modelini politika haline getirdi.

  • 💳 Para dijitalleşti, kimlik ve finans tek veri dosyasında birleşti.

  • 🤖 Yapay zekâ, “verimlilik” gerekçesiyle yönetişim mekanizmasına yerleşti.

  • 🦠 COVID-19 pandemisi, küresel davranış yönetiminin ilk kitlesel deneyimi oldu.

  • 🧭 Küresel göç, artık sadece sosyoekonomik değil, demografik mühendisliğin aracıdır.

Bu tablo “kehanet” değil; önceden yazılmış bir planın takvimidir.

🧠 PSİKOTARİHSEL OKUMA: GELECEĞİ KİM YAZAR?

Psikotarih, bireylerin değil toplumların davranışlarını öngörür.
Birey kaotik, kitle öngörülebilirdir.
Roma Kulübü, bu ilkeyi erken kavradı.
Toplumu bir organizma gibi modelledi;
geleceği davranış biçimleriyle tahmin etti.

Bu nedenle The Limits to Growth, bir çevre manifestosu değil,
davranış mühendisliği kılavuzudur.

Medya ise bu zincirin sessiz halkasıdır.
Gerçeği değil, rahat hissedilen gerçeği yayar.
Bir düşünce “rahatsız edici” hale geldiğinde hemen etiketlenir:
“Komplo teorisi.”

Oysa komplo, çoğu zaman yalnızca erken fark edilmiş planın adıdır.

🌍 PLANIN UYGULAMAYA GEÇİŞİ: 1972’DEN 2025’E
  • 1973 – Petrol Krizi: Enerji bağımlılığı gerçeğiyle yüzleşme.

  • 1992 – Rio Zirvesi: Çevre diplomasiye, iklim politikaya dönüştü.

  • 2008 – Finans Krizi: Sanal büyümenin çöküşü.

  • 2015 – Paris Anlaşması ve BM 2030 Ajandası: Rapor, küresel politika haline geldi.

  • 2020 – COVID-19 Pandemisi: Davranış yönetiminin küresel provası.

  • 2023 – Dijital Para ve Göç Politikaları: Ekonomi ile demografi iç içe geçti.

  • 2025 – Yapay Zekâ Çağı: Yönetimden düşünceye, her şey algoritmik biçime girdi.

Bu çizgi, 1972 modelinin dijital çağda yeniden yazılmış versiyonudur.
Dünyayı kurtarma iddiası, insanı yönetme mekanizmasına dönüştü.

⚖️ İNANÇ OLARAK BÜYÜME

İnsanlık hâlâ satranç tahtasındaki pirinç tanelerini sayıyor.
Her kare, “daha fazla ilerleme” yanılsamasıyla dolu.
Ama artık büyüme dışa değil, kontrole doğru.

Büyüme, bir ekonomi politikası olmaktan çıktı, inanç sistemine dönüştü.
Ve inanç, sorgulanmadığında dogmaya dönüşür.

Bugün medya, ekonomi, siyaset, eğitim hepsi aynı dogmanın hizmetinde:

“Sistemi koru, insanı uyar.”

🕯️ GERÇEĞİN SON KARESİNE BAK

Bu yazı bir suçlama değil; bir aynadır.
Bir kehanet değil; bir uyarıdır.

1972’de laboratuvarda kurulan model,
bugün her bireyin yaşamına nüfuz etti:
faturalarda, kredilerde, dijital kimliklerde, algoritmaların ekranında.
Biz artık o denklemin değişkenleriyiz.

Soru şu:
Bunu bir felaket kehaneti olarak mı okuyacağız,
yoksa insanlığa yapılmış son uyarı olarak mı?

Çünkü farkında olmadan planın içinde yaşamak,
kehanete inanıp hiçbir şey yapmamaktan daha tehlikelidir.

📚 Kaynak Notu

The Limits to Growth, 1972’de yayımlandı. (https://collections.dartmouth.edu/xcdas-derivative/meadows/pdf/meadows_ltg-001.pdf?disposition=inline)
Amerikan Kongresi’ne sunuldu, Sovyet Bilimler Akademisi tarafından da incelendi.
Bugün Birleşmiş Milletler’in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Programı,
Roma Kulübü’nün modelinin neredeyse birebir devamıdır.